SubConv created subtitle

1957 önemli bir yıldı.

Ruslar Sputnik'i uzaya gönderdiler.

Dodgers, Ebbets Stadında son
maçlarını oynadı.

 

Adamın biri, Frank Costello'yu
kafasından vurdu ve ıskaladı.

Gallo kardeşler şu berberde
Albert Anastasia'yı temizledi.

Tamamen kaostu.

Anastasia'nın devreden çıkmasıyla
Vito Genovese, patron olduğunu sandı.

 

Ancak Carlo Gambino...

...ve Joe Bananas
farklı düşünüyordu.

 

Bir toplantı düzenlediler.

 

Büyük bir toplantı.

 

Komisyon ilk kez yüz yüze
toplanacaktı.

Ülkenin dört bir yanından,
ve NY ailelerinden...

...patronlar ve ukalalar geliyordu.

50 kadar patron, tüm adamlar...

...eyaletin yukarısındaki
küçük kasabaya geldi.

APALACHİN'E GİRİYORSUNUZ
NÜFUS 342

 

ANLAT BAKALlM

 

Babam Dom Manetta ve Tommy
D. ile oraya gitti. Şişko Tommy.

O sıralarda örgütün başındaydı.

...ama salağın teki, taşrada
huzurlu ve sakin bir yer diye...

...toplantıyı Joe Barbara'nın
çiftliğinde yapmayı düşünmüş.

Arabadan uzaklaş.

 

Pirzola mı olmak istiyorsun?
Arabadan uzaklaş.

 

Bölge polisi, Joe Barbara'yı
adım adım izliyormuş.

Bir şerif yardımcısı, trafiği fark
ediyor ve federalleri çağırıyor.

 

Toplantı hiç başlamadı bile.

Federaller içeri girdi...

 

...ve tam isabet. Patronlar kaçıştı.

 

Babam ve Dominic,
mısır tarlasında saklandı.

Sonra traktörüyle
bir çiftçi çıka geldi.

Dominic herifi lafa tutarken
babam da yanında taşıdığı...

...44'lüğü doğrultarak,
traktörü kaçırmış.

 

Traktörü Bensonhurst'e
kadar kullanmışlar.

Babam, sadece Poughkeepsie'ye
kadar geldiklerini söyledi.

 

Neyse, Carlo Gambino bu olaydan...

...''tüm mafyanın lideri''
olarak çıktı.

Sonra, komisyon bir daha
toplanmadı, bugüne kadar.

 

Bilmiyorum. Bundan hoşlanmadım.
Neden toplanıyoruz ki?

Herkes kendi işiyle meşgul olsun.

57'deki toplantıda, ülkeyi nasıl
bölüşeceğimiz konuşuldu.

 

Bu toplantıda, nasıl
hayatta kalacağımız görüşülecek.

 

Federallere ispiyonculuk
yapan adamlar var.

Patronlar hapse giriyor.

 

İnsanlar izin almaksızın
öldürülüyor.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi...

...bir de Çinliler ve...

 

...çılgın Ruslarla uğraşıyoruz.

 

Herşey değişiyor.

 

Zamana ayak uydurmalıyız.

İnternet sayfası mı açacağız?

Baban öldüğünde...

 

...seni koruyacağıma dair
söz vermiştim.

 

Benimle toplantıya gelmeni istiyorum.

 

Tamam mı?

 

Dinleyin. Primo Sindone'ye
dikkat edin.

İtin tekidir.

Gözlerini ondan ayırma.

 

Bir kürdan alayım. Hemen dönerim.

 

Büyümek ve kişi olarak kendimi...

...bulmak için...

 

...biraz boşluğa ihtiyacım
olduğunu söyledim.

Sadece kadın olarak değil...

 

...bağımsız bir birey olarak.

 

Sonra eşsizliğime ulaşmam
gerektiğini söyledim...

...ama bunu kaldıramadı.

 

Onu kendimden
uzaklaştırdığımı söyledi.

Onu kendimden
uzaklaştırdığımı söyledi.

 

Sizce onu uzaklaştırıyor
muydum Doktor Sobel?

 

Caroline, ilişkiler biter.

 

Bu, hayatın bir parçasıdır. Önemli
olan bittiklerinde ne yaptığımız.

Steve'le ilişkimin...

...bittiğine inanamıyorum.

Yani hala umut olabilir.

 

Onu görmemen için
mahkemeden emir çıkarttı.

Dürüst olalım. Bu, iyiye işaret değil.

 

Peki ne yapacağım?

 

Bence yapman gereken ilk şey...

 

...o zavallı için
ağlamaktan vazgeçmektir.

Sen trajedilerin kraliçesisin.

Steve beni sevmiyor.
Benden hoşlanmıyor.

Kimin umurunda?
Hayatını yaşamaya bak.

 

Dr. Sobel?

 

Sadece durumunu yansıtıyordum.

Söylediklerin çok ilginçti.

Düşünmeni istiyorum.

 

Ben de düşüneceğim.

İkimiz de bunu düşüneceğiz.

 

Tatilden döndüğüm zaman
gelecek hafta devam ederiz.

 

Tıpkı Steve gibisin. Sadece--

...benden kurtulup...

...beni atmak istiyorsun.

-Bunun doğru olmadığını biliyorsun.
-Evet, doğru.

Haftaya görüşeceğiz.

Oysa Steve, bir daha seni
görmek istemiyor.

 

Lütfen Doktor Vitti.

Hiçbir şey bilmiyorum dedim.
Ama inanmıyorlar.

Çünkü küçük Joe, Dukey'i vurdu
dediğimde yalan çıktı.

 

Kes sesini!

 

Beni tanıyorsun, değil mi?

Siz Bay Vitti'siniz.

Yalan söylersen, ne yapacağımı
biliyorsun, değil mi?

 

O boruyla kafamı kırarsın.

Öylesine sordum, gerizekalı.

Bir kez soracağım;
Dominic'i kim öldürdü?

-Dominic'i kim öldürdü?
-Bilmiyorum.

 

Yemin ederim--

Yalan söyleme.

Seni aşağılık herif.
Dom'u kim öldürdü?

 

Birşey bilmiyor. Boşverin.

 

Çok acısız oldu.

Kes sesini.

 

Acıdı.

 

Şuna bak. İlerlemiyoruz.

10 dakika burada oturduk.
Geç kaldık. Bundan nefret ederim.

O eve geç girmekten nefret ediyorum.

Baba, sakinleş.

 

Büyükbabamın partisine
gideceğimiz için kızgınsın.

Psikanalizmi yapma.

Birkaç yıl önce Noel Baba'ya
inanan biri, beni analiz edemez.

Bu ailede tek bir Dr. Sobel var.

 

İyi de iki tane var.
Sen ve Büyükbaba.

 

Birşey diyeyim mi?
Başka şeyden söz edelim.

 

Büyükbabamın yeni kitabını
okuyacak mısın?

 

Annem, kıskandığın için
okumayacaksın diyor.

Annen başka şeyden söz ediyor mu,
yoksa 24 saat sadece benden mi?

Lanet olsun.

 

Bu, annenin hatası.
Büyü olmalı. Her an yerimi biliyor.

 

İçeri gir.

Seni gösterdiklerinde, boynun
ağrıyormuş gibi yap.

 

Salak mısın sen?

Üzgünüm. Benim hatamdı.

Birşey gördün mü?

-Oğlumla konuşuyordum.
-Kes saçmalığı!

Merak etmeyin efendim.

Tamam. Önünüzde böyle
durmamız bizim hatamız.

Hayır, değil. Dinleyin beni.

Sorumlu benim.
Sigorta bilgilerimi vereyim.

Önemli değil. Unut gitsin.

Unutmak mı--?
Arabanın arkası dağıldı.

 

Daha önce de böyleydi.

 

Polisi çağırıp, zabıt tutturalım.

 

Polisin canı cehenneme.

 

Tamam mı?

 

Canları cehenneme.

 

Haklısın. Canları cehenneme.

Özellikle her yere bıraktıkları
gübrelere bileğimize...

...kadar battığımız atlı polisler.

Size kartımı vereyim...

...hasara baktıktan sonra
fikir değiştirirseniz diye.

 

Doktor musunuz?

 

Ben psikiyatristim.

Deli doktoru.

 

Bir kez deli doktoruyla konuşmuştum.

Eyaletin üst kesimlerinde...

...bir balık tutma gezisinde.

 

Jelly! Gidelim.

 

Gitmeliyim.

 

Ucuz benzin olduğundan.

Kendine iyi bak Doktor.

 

Sadece nevrotikler.

 

Gelmiyor musun? Bu benim düğünüm!

Senin için özel bir gün
olduğunu anlıyoruz Benny...

...ama baban ve ben, her
evlenmeye kalktığında...

...şehirden ayrılamayız.

Her kalktığımda mı?
Sadece bir kez oldu--

Aslında iki kez, anne.

 

Baba, düğünüme gelmiyor musun?

Orada olmak istiyoruz ama
hafta sonu 3 imza günüm var.

Kitapevlerini kızdıramam.

 

İptal edersem, beni alt
raflara atarlar. Öyle yaparlar.

Bunu herkes bilir.

Barnes iyi ama Noble
hıyarın teki.

Laflarına dikkat et.

Üzgünüm. Dinle.

Sekiz yıldır yalnızım.

 

Sonunda hayatımı beraber
geçireceğim birini buldum.

En azından, biz evlenmeden
önce onunla tanış.

Onun akrabaları olacaksınız.

Sizi önceden tanımalı.

Çok düşmancasın.

 

Şaka yapıyordum.

 

Belediye başkanıyla konuşacağım.

Başkan burada mı?

 

Sorun ne?

Hiç. Herşey yolunda.

İşin nasıl gidiyor?

Mükemmel. İlginç hastalarım var.

Çok ilginç. Aslında büyüleyici.

Hastasının biri, rüyasında
altına yaptığını görüyor.

 

Sağol Mike.

 

Manetta ailesi sorular soracaktır.

 

Dominic'i bizim
vurdurduğumuzu düşünecekler.

Dominic'i unut. Paul'ün peşindelerdi.

Hayatta kalman bir mucize.
Tanrı'ya şükür.

 

Evet. Tanrı'ya şükür.

Dişime birşey takıldığı için kürdan
almaya gitmeseydim...

...Dominic'le beraber
orada yatıyor olurdum.

Huzur içinde yatsın.

Büyük toplantıyla ilgili.

Primo Sindone herşeyin
başına geçmek istiyor.

Primo bir baba. Kuralları biliyor.

Ailelerden izin almadan Dominic ve
Paul'ün peşinden gidemez.

Yaptıysa yine savaş yaşanacak.
Bunu söyleyebilirim.

Zello ve Baldassare'yi
araştırıp soruşturun. 2 haftamız var.

İnşallah diğer New York'lu
babalar bize karşı değildir.

 

Toplantıya gitmeden önce
bunu öğrenmek istiyorum.

Tabii.

 

İyi misin? Doğrusu
pek iyi görünmüyorsun.

 

Sorun ne?

 

Zor nefes alıyorum.
Biraz hava alacağım.

-Sakin ol.
-Biraz hava al.

 

İyi misin?

 

Ne?

 

Berbat bir haldeyim.

Bu olay, büyük bir baş ağrısı gibi.

Yine migren mi tuttu?

 

Ne var?

-Biraz dolaşalım.
-Sorun ne?

 

İyi haberler, Bay Evans.
Kalbiniz iyi durumda.

 

İyi mi?

İyi de ne demek? Son 3 haftada
8 kalp krizi geçirdim.

Testlere bakılırsa,
heyecan krizi olmalı.

Ne?

Heyecan, Panik krizi. Telaş etmeyin.
Size Xanax vereceğim.

Heyecan krizi mi?
Neden söz ediyorsun?

-Sık rastlanan birşeydir.
-Bana bak.

Panikleyecek birine benziyor muyum?

 

-Panikleyecek birine benziyor muyum?
-Utanılacak birşey değil.

Tıbbı nerede okudun, gerizekalı?
Kalp krizi geçirdim.

EKG'ye göre öyle değil.

 

Jelly, dinle. Bir dost olarak
senden birşey isteyeceğim.

Ne olursa.

-Bana bir doktor bul.
-Doktordan yeni geldik.

Öyle bir doktor değil.
Bir kafa doktoru.

Sonny Black gibi yüzünü mü
değiştireceksin?

Onun gibi burun yaptırma.
Domuza benziyor.

Estetik cerrahı değil.
Harf harf mi söylemem gerekiyor?

Vakit kazandırıyor.

 

Kafa doktoru diyorum.
Psikiyatrist gibi.

 

İçlerinden biri medyum.
ESPN'deki gibi.

 

ESPN olayları.

 

Bir psikayatristle karşılaştım.
Aslında bana çarptı.

 

İyi miydi?

 

Zeki birine benziyordu.
Kartviziti vardı?

Kartviziti mi? Büyük başarı.

 

-Neden deli doktoruna ihtiyacın var?
-Benim için değil. Bir dostum için.

Sorunları var.
Deli doktoruna danışıp...

...arkadaşıma yardım edeceyim.

Deli doktoru ile görüştüğümü
kimse öğrenmemeli. Bir o eksikti.

Yanlış yorumlanabilir.

Anladın mı?

 

Kimse bilmeyecek.

-Birşey sorabilir miyim?
-Evet.

 

Bu dostun...

 

...ben miyim?

 

Evet, sensin.

 

Carl, bir davranış şeklin var.
Çok çabuk kabulleniyorsun.

 

Haklısın. Öyle.

 

Gördün mü? Yine yaptın?

 

Birşey söyledim
ve hemen kabul ettin.

 

Haklısın, yaptım.

Sence niye yapıyorsun?

Bilmiyorum.

 

Bence reddedilme korkusu.

Bunun için endişelenme.

Kendin ol. Hakkını koru.

İnsanların seni ezmesine izin verme.

Dr. Sobel.

Şu anda seanstayız.

Evet biliyorum. Üzgünüm.

 

Seni tanıyorum. Dün gece
çarptığım adamsın.

Evet. Çık buradan.

 

Kalk. Montun var mı, deli?

-Ne yapıyorsun--?
-Gidiyor.

Seansı bitene kadar
bir yere gitmeyecek.

-Sana 100 dolar veririm.
-Alma.

-150 yaptım.
-Dinle beni.

300 dolar.

 

O kadar deli değil.

 

Haklıydınız. Hakkımı korudum.

-Zamanı değildi.
-Ama 150 dolar arttırdım.

-Seninle gurur duyuyorum.
-Kendimi çok iyi hissediyorum.

Çok mutluyum.

Araba için kızgın olduğunu
biliyorum ama buraya giremezsin.

Hastamla özel seansım vardı.

 

Beni tanıdın mı?

-Evet.
-Hayır.

 

Gazetede resmimi gördün mü?

-Evet.
-Hayır, görmedin.

Gazete bile almıyorum.

 

Jelly, dışarıda bekle.

 

Otur.

 

Burada gizli kulak yok, değil mi?

 

Kulak. Kayıt cihazı.

 

Hayır. Kayıt yapmam. Not tutarım.

 

Dün gece ona sigorta bilgilerimi
vermeye çalıştım.

Hem de birkaç kez.

Ama almadı.

Lütfen beni öldürmeyin.

 

Tony Bennett'i sever misin
diye soracaktım.

 

Evet, büyük hayranıyım.

 

Ben de.

Tüm İtalyan şarkıcıları severim.

 

Sizin hatanız olmadığını biliyorum.

Ama sigortayla
halletmemiz gerekmez mi?

Boşver bunu. Konu o değil.
Arabayı takmıyorum.

Bir dostum var.

Bu dostum sorunlu ve bir
deli doktoruna danışması gerekiyor.

Sana birkaç soru soracağım.

 

Devam et.

 

Ne yapacağız? Nasıl oturuyoruz?

Nasıl rahat ederseniz.

Tamam. Şuraya oturacağım.

 

-Affedersiniz.
-Buraya oturacağım, değil mi?

Rahat ediyorsanız sorun değil.

 

Pekala, kim başlıyor.

 

Neden terapiye ihtiyaç
duyduğunuzu söyleyin.

 

Benim ihtiyacım yok. Söylemiştim.
Dostumun ihtiyacı var.

-Özür dilerim.
-Bunu duymak istemez miydiniz?

 

İyi bir dinleyici olacaksın bir de.
2 saniye önce dediklerimi unuttun.

Çok üzgünüm.

Şu ana kadar aldığım
hizmetten pek memnun olmadım.

Benim hatamdı. Özür dilerim.

 

Neden en baştan almıyoruz?

 

Bana arkadaşınızdan söz edin.

 

Bu arkadaşım çok güçlü bir insan.

 

Hiçbir şeyle derdi olmadı.

Sonra birden dağıldı.

Durduk yere ağlamaya başladı.
Uyuyamıyor,...

...arkadaşlarıyla beraber olamıyor.

Yanlarında sinirleniyor.

Onlardan uzak durmak istiyor.

Bu adamlar, onun
tüm hayatını biliyorlar.

Sonra bir de kriz geçiriyor.

 

Nefes alamıyor? Yani başı dönüyor...

 

...göğsü ağrıyor.

 

Öleceğini düşündüğü oluyor.

Panik krizleri.

Bu panik krizi takıntılarınız da ne?

Kim ''panik'' dedi?

Kim ''panik'' dedi?

Panik değil.

Baş dönmesi, göğüs ağrısı...

 

...sınırlayıcı krizler.

Arkadaşım, yapması gerekenleri
öğrenmek istiyor.

 

Kendimi tehlikeye atacağım.

 

Bence dostunuz...

 

...sizsiniz.

 

Siz...

 

Siz...

 

Sizde yetenek var.

Yeteneğiniz var.

 

Yapmak istediğim birşey
olduğunu fark ettin...

...bu sonucu çıkardın.
Bu yüzden psikiyatristsin.

 

Tanrı seni kutsasın.
Lanet bir yeteneğin var.

-Hayır, yok.
-Evet, var.

-Hayır, yok.
-Evet, var.

 

Devam et.

 

-Ne?
-Devam et.

 

Bence...

 

...ilaç, yardımcı olabilir.

İlaç mı?

 

İlaç olmaz. Ben ilaç kullanmam.

 

Sorunun kökenine inmek istiyorsan...

...bir tür terapi uygulamalıyız.

Ne? Seninle mi yoksa?

 

Ben mi? Hayır, beni istemezsiniz--

 

Benim randevu defterim dolu.

Şu sıralar doluyum. Ayrıca
kısa bir tatile çıkıyorum.

Nereye gidiyorsun?

 

-Bunu hastalarımla paylaşmam.
-Nereye gidiyorsun?

Miami Beach, Sheraton Oteli.

Çok zor olmadı, değil mi?

Hayır.

 

Biliyor musun, çok tuhaf ama...

...bunu anlattıktan sonra kendimi
daha iyi hissetmeye başladım.

Omuzlarımdan bir...

...omuzlarımdan bir yük
kalkmış gibi oldu.

 

İyisin.

 

Doktor, sağol.

 

-Birşey yapmadım.
-Birşey yaptın.

-Birşey yapmadım.
-Birşey yaptın.

Yük gitti. Nerede?

Bilmiyorum.

 

İyisin.

 

Çok iyisin Doktor.

 

Seni arayacağım.

-Lütfen yapma.
-Birşey daha.

 

Seninle konuşurken, beni bir eşcinsel
yaparsan seni gebertirim. Anladın mı?

 

''Eşcinseli'' tanımlar mısın?
Çünkü bazı duygular--

İbne olursam, ölürsün.

Bu kadar.

 

İyisin Doktor.

 

Görüşürüz Doktor.

 

Anlamıyorum. Manetta'yı vurduk.
Vitti ne yaptı? Hiçbir şey.

-Yani neden harekete geçmiyor?
-Canı cehenneme.

Sana birşey diyeceğim.
Büyük birşey planlıyor.

Tepemize binecek.

Gelecekse gelsin.

 

Vitti, sert adamdır.

Ama Red Hook yengeçlerine çok
sayıda sert adam yem oldu.

 

Vitti. Çocukluğumdan beri
bu ad beni korkutuyor.

Tüm hayatım boyunca O
dahi, bense aptaldım.

Babam küçük bir gansterdi, onun
babası herşeyin sahibiydi.

Vito Genovase, Apalachin'de
treni kaçırdı.

Neden biliyor musun? Toplantıdan
önce Gambino'yu öldürmeyi unuttu.

Aynı hatayı yapmayacağım.
Paul Vitti'nin ölmesini istiyorum.

Duydunuz mu? Onun ölmesini
istiyorum. Nefes almayacak.

 

Pantolonu beğendin mi?

 

Çok güzel. Çok iyi bir terzi.

Ciddi söylüyorum. Çok güzel.

Beğendim.

 

Michael odanda yiyecek bırakma.
Evin bilim fuarına dönmesini istemem.

Bırakmadım.

 

Ama birşey var.

 

-''İbne olursam, ölürsün.''
-Yetti.

Odandaki havalandırmayı kapatıyorum.

Seanslarımı dinleyemezsin.

Baba, harikaydı.
O gerçekten Paul Vitti miydi?

O mafya babasını ben istemedim
ama Paul Vitti'ydi.

-Onu tedavi edecek misin?
-Elbette hayır. Delirdin mi sen?

 

Buraya geldiğini
kimseye söyleme. Anladın mı?

İnternet'ten yayayım mı?

Şaka yaptım.

 

Karayip'lerin daha sıcak
ve popüler olmasına rağmen...

...Florida'nın turizm sektörü,
işlerin arttığını bildirdi...

...Orlando'dan, Keys'e kadar.

Bugün havuzun etrafındaki...

...kalabalığa bakacak olursak...

...Miami Beach'in bu yaz bir hayli
hareketli olduğu söylenebilir.

Şimdi kişisel bir not.
Bu, WVBF'teki son haberim.

Harika bir erkekle evlenip,
New York'a taşınıyorum.

Herşey için teşekkürler Miami.

Son kez olarak, ben Laura
MacNamara, WVBF.

 

Yakalayın.

 

Bitti.

 

Dinleyin. İşte bu O.

 

-Seni çok özledim.
-Ben de seni.

-Michael, merhaba de.
-Merhaba Laura.

Selam Michael, nasılsın?

 

Belki kameraya bakmak istersin.

Neden kameraya bakmak isteyeyim ki?

 

-Bakabilir miyim?
-Tabii. Git bak.

Birşey kırarsan, üzülme sakın.
Artık burada çalışmıyorum.

 

-Sence benden hoşlanıyor mu?
-Sana bayılıyor. Evet.

Seni seviyorum.
Beni çok mutlu ediyorsun.

 

Gerçekten mi?
Beni gerçekten seviyor musun?

Tanrım, elbette. Sorun ne?

 

-Gerginim.
-Neden?

 

Çünkü büyük bir çocuğa
üveyanne olacağım...

...ve evleniyoruz.

Endişelendiğin şey ne?

Ya benden sıkılırsan?

Mutlu olan bazı çiftler
evlendikten sonra...

...birbirlerine olan
ilgiyi kaybediyorlar.

Bize olmayacak.

 

Herşey yolunda mı Paul?

Konuşmayı keser misin?
Birşey yapmaya çalışıyoruz.

 

-Dikkatin dağınık sanki.
-Dağınık. Aklımda bazı şeyler var.

-Konuşmayı keser misin?
-Çok üzgünüm.

Haydi, yatsana.

 

Karını mı düşünüyordun?

Karımı düşünmüyordum.
Neden söz ediyorsun sen?

Affedersin.

 

Şimdi karımı düşünüyorum.

Lanet olsun Sheila.
Neden çeneni tutamıyorsun?

Üzgünüm.

 

Dr. Sobel.

 

Anne?

 

Benim.

Bay Vitti, seni görmek istiyor.
Bornozunu getirdim.

 

Senin için bazı
haberlerim var, aşağılık piç.

Hiçbir şey yapamadın.
Ne yaptıysan işe yaramadı.

Hala berbat haldeyim.
Hiçbir şey yapamadın.

Yapamadım mı? Seni 5 dakika gördüm.

Ne bekliyorsun?

Ben mucize yaratamam.
Birşey daha diyeyim.

 

Birinin odama dalıp,
gece yarısında beni...

...kaçırmasını hoş karşılayamam.

Bir ailem, hayatım var.

Ciddi bir mesleğim var.

Sizin zırvalarınız için vaktim yok!

 

Son sözüm ağzımdan kaçtı.

 

Dün gece kaldıramadım.

 

Cinsel olarak mı?

Yok, Michigan State maçında.

Tabii ki cinsel olarak.
Neyin var senin?

 

Dur bakalım.

1500 mil uçtun gece yarısı beni
yataktan sürükledin,...

...kaldıramadığın için mi?

Ne kadar istediğim belli değil mi?

 

Bir hap alabilirsin.

Bu, sahtekarlık olur. Haplardan sonra
hidrolik sistemler gerekecek.

Sertlik ya normal yollardan
elde edilmeli, ya da edilmemeli.

Bunu Mark Twain demişti, değil mi?

Yardım edecek misin?

Biliyorsun ben-- İnanamıyorum.
Tamam.

 

Daha önce oldu mu?

Sönük alet olayı mı?

 

Hayır. Bir kez. Dün gece.

 

Bir kere daha.

Yani iki kez.

Matematiğin iyi. İki.

 

Bir kere daha olmuştu. Ama büyük
bir yemekten sonra. Yani sayılmaz.

3 ya da 4 kez kaldıramamak--

Sekiz kez.

 

Sekiz kez felaket değildir.

Senin için olmayabilir.
Şu haline bak.

 

Kaldıramazsam, daha az erkek
olurum. Buna dayanamam.

Ben hayvanlarla uğraşırım.

Senin gibi eğitimli biri için
aptal görünebilirler...

...ama hayvanlar kurnazdır
ve zayıflığı hissederler.

 

Yeniden güçlenmek için...

...2 haftadan az zamanım var, eğer
daha önce öldürmezlerse.

2 hafta sonra ne olacak?

Sana söyleyemem.
Üstelik bilmek istemezsin.

Söyleyemezsin ve ben de bilmek
istemez miyim? Çok yardım ettin.

Bana söylemelisin. Bilmek istiyorum.

Normalinde böyle olur.
Bu işe yaramaz.

2 hafta içinde birşey
yapamam. Yapsam bile...

...amacım ne? Seni mutlu,
uyumlu bir gangster yapmak mı?

 

Geçen gün bir reklam izledim.

Çocuğun teki, yavru
köpeklerle oynuyordu.

45 dakika ağladım.

 

Göğüs tak bana bari,
bir kadın olayım.

Sana yardım edemem.

Beni geri mi çeviriyorsun?

 

Evet, geri çeviriyorum.

Küçük ofisinle ve evinle
beni geri mi çeviriyorsun?

Ev kadınlarının
yatacak birini bulamadığı...

...gibi saçmalıkları dinlemek için mi?

Gidiyorum.

Gördün mü?

Bundan söz ediyorum.

Ben ölü bir adamım.

 

Kendine bir de doktor diyorsun.
Kendinden utanmalısın.

 

Gerçek bir doktor, acı çeken
birine sırt çevirmez.

 

İki hücreli bir amipi
bile tedavi edemezsin.

 

Yüce Meryem, bana bunu
atlatmak için güç ver.

 

Çünkü bu adi herif...

...bana yardım etmiyor.

 

Sürekli ağlamaya başlıyorum.
Neden, bilmiyorum.

 

Tamam, al şunu.

 

Otur.

 

Otur.

 

Dün gece karınla ne oldu?

Karım değildi.
Kız arkadaşımla beraberdim.

Evlilik sorunların mı var?

 

Neden kız arkadaşın var?

Ahlak dersi mi vereceksin?

Hayır, meraktan. Neden
kızarkadaşın var.

Karımla yapamadığım şeyleri
onunla yapıyorum.

Neden karınla yapamıyorsun?

O ağızla çocuklarımı öpüyor.
Delirdin mi sen?

 

Son zamanlarda stres yaşadın mı?

-En iyi dostumun öldürülmesi gibi mi?
-Bu da sayılır.

Evet. Çok stresliyim.

 

Krizler hakkında
söylediklerine göre...

...nedeni bu olmalı.

 

-Sadece stres mi?
-''Sadece stres?''

Stres güçlü bir etkendir. Fiziksel
olarak sorunun olduğunu sanmıyorum.

-Bu kadar mı?
-Bu kadar.

 

Bence öyle.

 

Hayır. Sen çok iyisin.

Çok çok iyisin.

-Fazlası da var--
-Sen çok iyisin.

-Bunun nedenleri var--
-Anladın mı?

Hayır. Haklısın.

Seninle konuşurken,
kamışıma yine kan fışkırıyor.

Bir adamın bana bunu
diyeceğini hiç tahmin etmedim.

Tamamdır. Benim doktorumsun.

Buna hazır değilsiniz.

Bay Vitti, açılmaya hazır değilsiniz.
İyi bir hasta değilsiniz--

Dediklerine bak. Çok dürüstsün.

İşte bu. Anlamıyorsun.

Kimse benimle böyle konuşmuyor.

Anladın mı?

-Anladım.
-İşte bu.

Başlayalım. Hazırım.

''Hayır'' kelimesini pek duymuyorsunuz.

Sürekli duyuyorum ama
''Hayır, lütfen hayır.'' şeklinde.

 

2 gün daha buradayım.

New York'a döndüğümde
seni iyice tedavi edeceğim.

Tamam mı? 2 hafta boyunca.

 

Diğer hastalara ne
diyeceğimi düşünmeliyim.

Takvimini boşaltmamı ister misin?

Benim için bir onur olur.

 

Hayır. Jimmy olmaz. Kendim yaparım.

-Emin misin?
-Evet.

New York'da görüşürüz.

 

İster misin?

-Hayır, sağol.
-Emin misin?

Çok naziksin ama...

-Biraz nasiplenmeye ne dersin?
-Hayır, sağol.

 

Emin misin?

 

Ferahlatan mola.

Ben. Hayır--
Aslında...

 

Tatildesin.

Ben evlenmek üzereyim.

Bu yüzden otele dönüp...

İyi geceler Bay Vitti.

New York'da görüşürüz.

 

Sen. Hey Doktor.

 

Seni sık sık göreceğim.

 

Neredeydin?

Tanrım. Uyandığımda gitmiştin.

Not falan bırakmamıştın. Delirdim.

Tüm otelde seni aradım.

Pirinç gevreği bile yedim.
Neredeyse polisi arayacaktım.

Polisi arama. Sana
gerçeği söyleyeceğim.

Acil bir hastam vardı.

Florida'da hastan mı var?

Bir tane. Beni New York'tan
takip etmiş. Gitmeliydim.

Tanrım. Bu hasta kim?

 

Paul Vitti.

 

-Evet.
-Mafya Paul Vitti mi?

 

Aman Tanrım.

 

Dinle. O sıradan bir hasta değil.

Sorunları var.

 

Onu tedavi ettiğimi sanıyor.
Çılgınca birşey.

Onu tedavi etmiyor musun?

Tedavi etmediğini söyle.

Tedavi etmiyorum.

Çünkü korkutucu. İnsan hayatında
öyle birini istemez.

Burada mafyanın röportajını yaptım.
Yaptıklarını gördüm.

Onunla bunları konuştuk.
Anladı ve bitti.

-Emin misin?
-Kesinlikle.

 

Çok endişelendim.

Korktuğunu ya da eski sevgilini...

...görmeye gittiğini sandım.

 

Bilmiyorum.

 

-Seni seviyorum.
-Seni seviyorum.

Üzgünüm. Herşey yoluna girecek.

 

Ona büyük bir alkış. Haydi duyalım.

Nasıl sence?

 

Harikaydı. Haydi be, keyfini çıkar.

 

Anlamıyorum. Havuzda oynuyor.

Sardalya yiyor.

 

Kes şunu.

Eğleniyoruz, değil mi?

 

Aslında göründüğü kadar
çok keyif almıyorum.

Buraya mahkum olduğumuz için
eğleniyor gibi yapıyorum.

 

Dediğim gibi, her atıştırmada
25 kilo uskumru götürüyor.

 

İşte gidiyor.

 

Açım. Sosis alacağım.
Birşey isteyen var mı?

-Ben de geliyorum.
-Yok. Gerekmez.

Eğleniyor gibi yapıyorsun;
bunu mahvetmek istemem.

Hemen dönerim.

Balinalar suya mı işiyor?

Hayır, Burger King'in yanındaki
erkekler tuvaletini kullanıyorlar.

Salak.

-Neler oluyor?
-Bay Vitti seni istiyor.

Ne bu, şaka mı?

Bay Vitti için çalışıyorsun.
Bu yüzden, 24 saat onun emrindesin...

...tıpkı bizim gibi.

Üzgünüm. Bunu konuştuk--

Konuştuk ve New York'da
görüşmeye karar verdik.

Bu kadar. Hoşça--

Salak doktor, dinle beni.
Bu, böyledir.

Seni daha erken isterse,
daha erken gidersin. O kadar.

Hayır, gitmiyorum.

İçinizden biri beni yine
rahatsız ederse...

...onu hiç tedavi etmem.

Anladınız mı?
Kapiş?

Bitti. Hikayenin sonu.

 

Şunun büyüklüğüne bir bak.

 

Aman Tanrım!

 

Beslenme zamanı.

 

-Beni köpekbalığı tankına attılar.
-Bir noktayı vurgulamak istediler.

Neymiş peki? İnan bana anladım.

Canın sıkkın.

Bir köpekbalığı beni yemeye
çalışınca böyle olurum.

-Anlaştık sandım.
-Anlaştık ama başıma birşey geldi.

Tam bir panik krizi yaşamadım
ama yaşayabileceğimi...

...düşünerek paniklemeye başladım.
Çok mu tuhaf?

''Tuhaf'', saatine göre değişir.

-Ne yapıyor?
-Bilmiyorum.

-Adamın biriyle konuşuyor.
-Onu vurabilir misin?

Hayır. Şişko Jelly ve ortağı
Jimmy Boots yanında.

Dürbünlü tüfekle vurabilirdim
ama yanımda yok.

Onu yakala.

Onu halletmemi
söyledin ve halledeceğim.

Heyecanlandığında neyi düşünüyordun.

Çıkalım buradan. İzleniyoruz.

Bakma. Bakma.
Oteldeki federaller bizi izliyor.

Nereden biliyorsun?

Ben bir suçluyum. İşim bu.

 

Bu yeni adam kim?

 

Vitti'nin yeni sırdaşı olabilir.

Her kimse, aile için çok önemli olmalı.

Resmini kurumlara yolla.
Bakalım ne çıkacak.

 

Normalinde bir hasta,
seans sırasında viski içmezdi.

 

İlginç bir nokta.
Jeopardy'e
çıkarsam hatırlamalıyım.

Bana babandan söz et.

Babam. Benim babam...

Şuraya otur.

 

Babam.

 

Semtin önemli adamlarındandı.
Herkes O'nu severdi.

Çok saygındı. Huzur içinde yatsın.

Öldü mü?

Hayır. Öylesine ''huzur içinde
yatsın'' dedim. Tabii ki öldü.

12 yaşımdaydım.

Nasıl öldü?

 

Ani birşey oldu. Kalp krizi.

İlişkiniz nasıldı? Yakın mıydınız?

Oldukça yakındık.

O sıralar aramız bozuktu ama.

Neden?

 

Mahallede oyalanıyordum.
Bir borgata' m vardı.

 

O da ne?

Çocuk çetesi. Küçük birşey.
Ama bundan hoşlanmadı.

Onaylamıyordu.

Birkaç kez beni tokatladı.

Sonra?

Sonra öldü.

 

Ne hissettin?

Kendimi çok iyi hissettim.
Ne hissedebilirdim sence?

Bir düşün.

Kızdın mı? Korktun mu? Üzüldün mü?

Belki hepsi?

Suçluluk duygusu?

 

Ne hakkında? Onu ben öldürmedim.

Biliyorum. Sadece
varsayım yürütüyorum.

 

Ölmesini istemiş olabilirsin.

Babamın ölmesini niye isteyeyim?

Kavga ettiğinizi söyledin.
Seni tokatladı...

...çünkü otoritesine karşı çıkıyordun.

Çözülmemiş ödip kompleksi olabilir.

İngilizce konuş.

Ödip, babasını öldürüp, annesiyle
evlenen bir Yunan kralıydı.

Lanet Yunanlılar.

İçgüdüsel bir gelişim dürtüsü.

Delikanlılar,
annelerine sahip olabilmek...

...için babalarının
yerini almak isterler.

Sen ne diyorsun? Annemi
becermek istediğimi mi?

Birincil fantazidir.

Annemi hiç gördün mü?

-Kafayı mı yedin sen?
-Freud öyle diyor.

O zaman Freud sapığın teki.
Söylediğin için sen de.

 

Dürüst olayım mı? Sana baba diyemem.

Sana ne diyeyim? Scott diyeyim mi?

Arkadaşlarım Kaptan der.

 

Kaptan mı?

 

Bir içki daha alır mısın?
Ben 8, 9 tane alacağım.

Morfin ve soda alayım.

 

Titriyorum.

 

Masamıza geçelim mi? Haydi Michael.

 

Nasılsınız?

 

Tatlım, Vittiler.

 

Tanrım.

 

Şuraya bakın. Herkes mutlu
ve gülümsüyor. Çok hoş.

 

Mafyalı Paul Vitti misin?

 

Bu kibarca mı?

 

Burada kibar olmaya çalışıyoruz.

Yani sana gelip, sen
şöyle, böylesin diyor muyum?

 

Laura'nın babası. Kaptan.

Çok özür dilerim.

İzninizle.

 

Düğününüz olacakmış. Al.

Damatla, geline küçük bir hediye.

 

Kabul edemeyiz.

-Edersiniz.
-Teşekkürler.

Bu adamı birkaç dakikalığına
ödünç alacağım. Sonra getiririm.

Sonra bizi rahat bırakacaksın.

Rahat bırakacağım. Hemen döner.

Haydi, seninle konuşmalıyım.

 

İki dakika.

Jelly, şurada kal.
Konuştuklarımızı dinleme.

Kulaklarım mühürlü.

Dün gece tuhaf bir rüya gördüm.

Ben şu anda görüyor gibiyim.
Partimi neden rahatsız ettin?

Bazı konularda çok katısın.

Bunu biliyor muydun?

Tamam. Bana rüyanı anlat.

Uyuyordum.

Bir bebeğin ağladığını duydum.
Buzdolabına gittim.

Ona bir şişe süt aldım.

Süt şişesini ona götürdüm ve...

-...sütün siyah olduğunu gördüm.
-Bu çok tuhaf.

Tamam. Çık buradan.

-Defol.
-Özür dilerim.

 

Bu ne demek? Annem hakkında
başka şey zırvalama.

Bilmiyorum.
Senin için ne ifade ediyor?

 

Sana neden para veriyorum?
Söylediklerimi tekrarlaman için mi?

Jelly bedavaya yapabilir.
Ne işe yarıyorsun?

Jelly'i kullan.
Partiye geri dönüyorum.

 

Tamam Doktor.
Bu seferlik seni affediyorum.

Çünkü evleniyorsun. Seni affediyorum.

 

Lanet kafanı kırmadan önce
öbür tarafa bak.

 

Yiyecek birşeyler alacağım.
Sandöviç falan ister misin?

 

Hangi sandöviçler şişmanlatmıyor?

Yarım sandöviç.

 

Hemen dönerim.

 

Başını eğ ve gülümse.

 

Şimdi beni dinle.

Vitti'yle ne çevirdiğini
biliyorum. Bu işi bitir.

 

Yoksa arkadaşların benim küçük
kızıma zarar verirlerse...

...dostlarının kim olduğuna...

...aldırmam.
Sizi köpek gibi kovalar ve öldürürüm.

 

Anladın mı?

 

Başını eğ ve gülümse.

 

Tebrikler.

 

Neler oluyor?

Kaptan'la erkek erkeğe konuştuk.

 

Lanet olsun.

 

Hastalıkta ve sağlıkta...

...ölüm sizi ayırana dek?

 

Mike'ı ara. Marie ve çocukları
havaalanına getirin.

Valizleri al. Çocuklara söyle,
arabayı otelin arkasına çeksinler.

Tamamdır Patron.

Bu kadar. Yetti. Senden bıktım.

-Ne oldu?
-Ne mi oldu?

 

-Herşeyi kırdı mı?
-Evet, herşeyi.

Hala alnından yemek siliyorlar.

İnsanların canı sıkılınca atlarlar.
Felaket ama benim hatam değil.

İntihar ettiğini mi söyleyeceksin?

Galiba bir not bırakmıştı.
Jelly, not buldunuz mu?

Hayır. Ama hemen bulurlar.

Dur tahmin edeyim.
''Hayat berbat. Artık...

...dayanamıyorum.
İmza: Ölü adam.'' yazıyordur.

Çok iyi doktor.

Bu kadar laf yeter.
Buradan çıkmalıyız.

Her yerde federaller var.

New York'a dönüyorum.

Aynı şeyi yapmanı öneriyorum.

Şu anda seni araştırıyorlardır?

Beni mi? Neden söz ediyorsun?

Dinle. Cinayete ortaklık
anlaşmamızda yoktu.

Sıkıştırma beni. Kimseyi öldürmedim.

Odadaki başkaları adına
konuşamam ama...

Beni öldürmeye çalıştı.

Neyse ki bunu ailemden,
çocuklardan birine yapmadı.

Benim için iki, üç kat
daha ağır olurdu.

Bu olayda biz, iyi adamlarız.

 

-Bir saniye. Nereye gidiyorsun?
-Bana dokunma.

 

Bunu nasıl yapabildin?

Bildiğim diğer ülke.

 

Aşağıda bekle.

Neden? Beni de mi
balkondan atacaklar?

 

Kızgınsın ve beni kızdırıyorsun.

Elbette kızgınım!

Senin sorunların yüzünden
düğünüm mahvoldu.

Sorunlarım mı var?

 

Tatlım, lütfen.

 

Tamam. Aşağıya inip, eşyalarımı
toplayacağım ve NY'a gideceğim.

Evleneceğim. Seninle ya da sensiz!

 

Benimle. Benimle. Üzgünüm.

Herşey düzelecek. Söz.

Lütfen.

 

Hayır. Senden nefret ediyorum.

 

Mutlu musun?

Ne yaptığını biliyor musun?
Hayatımı mahvettin.

Mutlu mu? Sen ne diyorsun?

Bunu istediğimi mi sanıyorsun?
Burada kurban benim.

Bu herife inanamıyorum.

Beni öldürmeye kalktı sonra
adamlarımdan birini öldürdü.

Üstüne üstlük, düğününü mahvetti.

Ne kadar kızdım, biliyor musun?
Kızgınlıktan, ne yapacağımı bilmiyorum.

Bu otelden kaçmaya çalışıyorum, sense
bana fırça atıyorsun. Ne yapayım?

Söylediklerini bir dinle.

Biliyordum. Büroma ayak bastığından
beri büyük bir felaket yaşadık.

Bu kadar. Bitti.
Artık doktorun değilim.

Bunun yüzünden mi?

Bu küçük çifte cinayet
yüzünden mi? Evet.

Sende bir parça edep yok.

Ne düşünüyordum?
Sana yardım edebileceğimi sanmıştım.

Dünyada kimse sana yardım edemez.

Pekala! Ne yapmamı istiyorsun.

 

Evet. Primo'yla konuşacağım.

Bekleyin.

 

Paul Vitti telefonda.

 

-Evet. Kim o?
-Benim.

-Ben kim?
-Ben kim mi? Benim.

-Benim. Benim kim?
-Benim. Beni tanıyorsun. Benim.

 

Evet, nasıl gidiyor?

 

O iyi dostuma, o şeyi yapan her kimse,
aynı şeyi bana da yapmaya çalışıyor.

Bu konuda bazı hislerim var.

 

Kesin kararlıyım.

 

Ne tür hisler?

Çok kızgınım. Çok kızdım.

 

Öfkeden delirdim.

Öfkemden kuduruyorum.

Bana ne söylüyorsun?

Neden mi?

Sanki bilmiyorsun.

Bilmiyor musun? Ne?

 

Neden söz ettiğini bilmiyorum.

-Sana...
-Duygularımı iletiyordum.

Duygularımı iletiyordum.

 

-Kızgınım.
-Kızgınım.

Ve öfke...

-Engellenmiş bir istektir.
-Engellenmiş istektir.

Gelecek hafta o şeyde seni
görmek için can atıyorum.

Böylece, öfkeye yol açan
isteğimi canlandıracağım.

Sonra umarım...

Bir daha bana karşı
harekete kalkışırsan...

...aletini keserim.

Kıçına sokarım. Seni gömerim.

Gözüne buz kıracağı sokarım.
Gözlerini keser...

...ve ailene yollarım.
Tatlı niyetine yerler.

 

-Ne?
-Canın cehenneme!

Piç herif!

 

Bir sözlük al da,
''kararlılık'' neymiş öğren.

Bizi onunla vuracaksa,
ne olduğunu öğrenmek isterim.

Nasıldı?

 

Çok iyi gidiyordu.

''Aletini keser ve kıçına sokarım.''...

...lafına kadar.

 

Kızdığımda ben bir
yastığı yumruklarım.

Yastığa vur.
Gör kendini nasıl hissedeceksin.

 

İşte lanet yastık.

 

Daha iyi misin?

 

Evet.

Güzel.

 

Vatikan'ı ara. Öğren;
başka kayıp eşya var mı?

 

Harika.

 

Pekala Michael. Babanla yalnız
konuşmam gerekiyor, tamam mı?

Arabayı boşaltır mısın?

Ev kadar büyük?

 

Neler oluyor?

 

Bu da ne?

 

Neden?

 

Bir düğün hediyesi.

Henüz evli değiliz.
Geri gönderebiliriz, değil mi?

 

Benim suçum değil. Herkes oradaydı.

Gitmeye hazırdık.
Törene devam etmek istemedin.

Ne bekledin? Yıldönümü
hatırası olarak bunu istemedim.

Tatlım. Düğün videomuza bakalım.
Bak, işte benimkiler.

İşte ölüme atlayan adam.

Sadece seninle evlenmek istiyorum.

 

Bu, asla olmayacakmış gibi geliyor.

Olacak. Gelecek Cumartesi
Waldorf'da olacak.

Kimler gelecek?

Üçümüz, rahip...

...ve psikiyatrik seansları
biten aile fertlerimiz.

Tamam. Boyunsuz konuklar
olmasın, tamam mı?

Tamam. Kapıda boyun kontrolü yaparız.

 

Dr. Sobel.

Bayan.

Ajan Steadman. Ajan Ricci.
Ajan Provano.

FBl, OSD birimi.

Obsesif Saldırgan Davranışlar mı?

 

Organize Suç Departmanı.
Konuşmalıyız.

 

Michael, odana git.

-Ama ben--
-Odana git.

 

Tamam. Oradan daha iyi duyuyorum.

 

Oturun.

 

Bu resimleri açıklayabilir misiniz?

 

Ben psikoterapistim ve bu
da hastam Paul Vitti.

-Hastanızdı.
-Hastamdı.

-Aslında tam hastası da değildi.
-Evet, doğru.

O fıskiyeyi size neden yolladı.

 

Fıskiye mi?

 

Terapinin sona ermesini...

...kutlamak için.

Kleptomanın biri
televizyon göndermişti...

Bu yüzden pek önemli değil.

Konuya gelelim.

 

Gelecek hafta falan,
büyük suç ailelerinin...

...New York bölgesinde buluşacaklar.

Ortalığın kan gölüne
döneceğini sanıyoruz.

Bundan size söz etti mi?

Kan gölünden mi?

 

Hayır. Öyle birşeyden söz etmedi.

Olsa hatırlardım.

''Kan gölü'' gibi kelimeler
insanın dikkatini çeker.

Toplantı hakkında bize bilgi
verirseniz, yardımcı olursunuz.

 

Ya vermezsem?

Vermezseniz,...

 

...hayatınızı
şahsen cehenneme çeviririm.

 

Pauly, bunu saygısız
bir şekilde söylemedim.

 

Biliyorsun, babanın iyi dostuydum.

Senin de her zaman
iyi dostun olacağım.

 

Ancak bir deli doktoru ile
konuştuğun söyleniyor.

Doğru mu?

Ne demek istiyorsun?

Bu, tüm aileyi ilgilendiriyor.

 

Şu anda bunu sadece biz biliyoruz.

Sokağa yayılacak olursa, ölürüz.

Kim bilir, o herife
neler anlatıyorsundur.

Ona neler anlattığım
kimseyi ilgilendirmez.

Buna katılmıyorum.

Sonrası için delilik
raporu düşünüyorsan,...

...sorun değil.

 

Ancak herkes kendini
kaybettiğini düşünecek. Bu kötü.

Bunu, zayıflık belirtisi
olarak görecekler.

Sindone da herşeyi alacak.
Bunu mu istiyorsun?

Benden istediğin ne?

 

Buna bir son ver.

Son vermek ne demek?

Doktordan kurtul. Fazla şey biliyor.

Doktorumu öldürmemi mi
istiyorsun? Delirdin mi sen?

 

Paul, sen yapmazsan, başkası yapacak.

Bu işler böyle.

 

Ona dokunanı öldürürüm.
Anlaşıldı mı?

 

-Biraz meyve alacağım. İster misin?
-Arabada bekleyeceğim.

 

İki kilo portakal alabilir miyim?

 

Baba!

 

Baba!

 

Üzgünüm.

 

Özür dilerim.

 

Kötü görünüyorsun? İyi misin?

Evet. İyiyim. Dinle Paul
başka hediye yollama.

-Fıskiyeyi beğenmedin mi?
-Konu o değil. Bu bir sınır sorunu.

Bence, insanlar kalpten
birşeyler verse, herşey düzelir.

Saatine bakayım.
Beş para etmez. Rolex alacaksın.

-Bana Rolex alma.
-Alacağımı kim söyledi.

Paul dinle. Seninle konuşmalıyım.

 

Kim bu?

 

Tommy Angels. Beraber büyüdük.
Jersey City'deki çete için çalıştık.

 

Nasıl öldü?

 

Bir federal savcıya gidiyordu.

Kamyon çarptı.

 

İki kez.

 

Bunu bilmesem de olur.

Dinleyemeyeceğim.

 

Bu kadarı fazla.
Ben de kabus görüyorum.

Geçen gece, rüyamda seninle
bir sokakta yürüdüğümüzü gördüm.

Meyve almak için durdum.

Aniden, iki herif ortaya çıktı
ve beni öldürdü...

...Baba' daki Marlon Brando gibi.

 

İyi sahneydi. Ben ne yaptım?

Silahını bıraktın...

Bana koştun,
''Baba! Baba!'' diye bağırdın.

 

Ben Fredo muydum?

 

Hiç sanmam.

 

Kendini kaybetmeye başladın.
Terapiye ihtiyacın var.

Paul, konuşmalıyız.

 

Zamanımız azalıyor.

 

Dul.

 

Başınız sağolsun.

 

Kızı.

Başınız sağolsun.

 

Kardeşi.

Taziyetlerimi sunarım.

 

Çok üzgünüm.

 

Onu tanımam.

 

Konuşabilir miyiz?

 

Paul. Anlamıyor musun? Bana
baba dedin. Bu, babanla ilgili.

-Yapma. Delirdin mi sen? Rüya gördün.
-Siyah süt rüyası da babanla ilgiliydi.

Buna inanmıyorum. Rüyamda,
bebeğe siyah süt götürüyordum.

Freud'a göre
rüyalarındaki herkes kendinsin.

Başlarım Freud'a.
Söylediklerinden sonra...

...annemi aramaktan korkar oldum.

Dinle. Beni anlamaya çalış.

Diyelim ki sen bebeksin.

Baban sana nasıl süt getiriyordu?

Babamı bir kenara bırakabilir miyiz?

 

Esas konu o. Baban hakkında
konuşmaya başlamalıyız.

Seninle konuşmak--
Ne gibisin, biliyor musun?

Aynen şöylesin:
''Doktor, bana yardım et.

Acı çekiyorum. Yardım et.''

''Tamam Paul, edeyim.'' ''Haydi oradan.
Kimse bana yardım edemez.''

Pekala. Çok iyi. Bu da sensin.

''Çok ilginç. Senin için
ne ifade ediyor?

 

Kızgınlık, engellenmiş bir istektir.''

Uuuu.

-Babanı konuşalım.
-Konuşmayalım.

Baban ne iş yapardı.

Önemli değil.

-Bir an durakladın.
-Hayır.

Durakladın. Aklından birşey geçti.
Bir duygu, bir düşünce.

Babanın işi neydi?

 

-Psikiyatristti.
-Psikiyatrist mi?

 

Şimdi neden kafayı yemiş olduğunu
anladım. Sıradaki hasta lütfen.

 

Zamanımız azalıyor.

Benim sorunlarımla
boşa harcamayalım.

Baban bir sorun mu?

 

-Öyle dedin.
-Demedim.

Şimdi kızdın.

Kızmadım.

-Kızdın.
-Keser misin?

Bu işi kıvırmaya başladım.

 

Birkaç günümüz kaldı.
Bu önemli birşey.

Bu yüzden öyle davranıyorsun.

Oyalanacaksan, sana yardımcı olamam.

 

Ciddi olduğunda beni ara.

 

Ciddiyim.

 

Beni biraz daha analize
etmek istemiyor musun?

 

Babana selam söyle.

 

Buna bir son ver.

 

Son vermek ne demek?

Doktordan kurtul. Fazla şey biliyor.

Doktorumu öldürmemi mi istiyorsun?
Delirdin mi sen?

Paul, sen yapmazsan, başkası yapacak.

 

Ona dokunanı öldürürüm.

 

Anlaşıldı mı?

 

Şimdi diğerini dinleyelim.

 

-Doktorumu öldürmemi mi istiyorsun?
-Sen yapmazsan, başkası yapacak.

 

Onu öldüreceğim.

 

-Güzel.
-Hatta çok güzel.

 

-Buna bir son vermenin zamanı geldi.
-Son vermek ne demek?

Doktordan kurtul.
Fazla şey biliyor.

-Doktorumu öldürmemi mi istiyorsun?
-Sen yapmazsan başkası yapacak.

 

Onu öldüreceğim.

 

Ne yapmamı istiyorsun?

 

Federallerle konuşuyor.

Onu tanıyorum. Federallerle
konuşmaz. Asla.

FBl bugün onun evindeydi.
Jimmy Boots onları gördü.

 

-Onları gördün mü?
-Gerçek bu.

Göreceksin. Kısa süre içinde...

 

...toplantı isteyecektir.

 

Dr. Sobel aradı.

Seni hemen görmesi gerekiyormuş.

 

Bu çok lezzetli.

Çok güzel.

 

İtalyan yemeğine bayılırım.

Hiç İtalya'ya gitmedim. Güzel midir?

 

İki kez Fransa'ya gittim.

Bir kez de Jamaica'ya.

Oraya hiç gittiniz mi?
Harikadır; çünkü dalmaya bayılırım.

Hiç denizde daldınız mı?
Balıklarla uyumak harikadır.

Yani yüzmek. Bunu hiç yaptınız mı?

Çok iyidir.

Bu yaz ne yapacaksınız?

 

Hangi konuda?

 

Nasılsın?

 

-Nasılsın?
-İyi.

 

Bu Ben. Carlo'ya merhaba de.

 

-Nasılsınız?
-Carlo?...

O kadarı yeter. Bir sandalye çek.

 

Carlo'yla beraber büyüdük.

 

Benim kuzenim gibidir.

-Zaten kuzeninim.
-Dediğim de bu zaten.

Bu bir aile olayı. Yakınlığımız.

Birşeye ihtiyacı olduğunda,
beni bulabileceğini biliyor.

-Bunu biliyorsun.
-Biliyorum.

Senden istediğim şeyi
hallettin mi, peki?

 

-Ahbaplarının önünde iş konuşulur mu?
-Sorun değil.

 

-Hallettim.
-Ya diğer iş?

Önce birinci işin bitmesini bekledim;
sonra ikinciye geçtim.

Sana sorun çıkardı mı?

İlk adam mı? Çılgının tekiydi.

-Ne dedi?
-Her zamanki şeyleri.

-Kabul etmeyeceğini söyledin mi?
-Ne yapacağım Paul?

Yılanın başını küçükken ezeceksin.

İlk iş istediğimiz gibi
giderse, herşey düzelir.

-İkinci iş dahil. Kesinlikle.
-Kesinlikle.

 

Duyduklarını tekrarlama, anladın mı?

 

Birinci şeyi mi? İkinciyi mi?

Çok komik.

Stevie Beef burada.

 

-Adi herif.
-Leş yiyici, bok suratlı.

-Adi herif.
-Hayvan.

Bir merhaba diyelim.

 

Burası oldukça sıradışı bir yer.
Buraya sık sık gelir misiniz?

Buranın Paul için özel bir anlamı var.

Burası, babasının vurulduğu yer.

 

Bilmeyen mi var?

Boşver.

Bir saniye.

 

Paul'ün babası öldürüldü mü?

Şuradaki masada. Tüm ailesiyle beraber.

Kes sesini.

 

Paul de buradaydı.

 

Bunu pek konuşmak istemez.

 

Jelly, benim hemen...

 

...tuvalet mi?

 

Haydi git.

 

Daha çok lifli yemelisin.

 

Sabahları lifli kek,
bağırsaklarını yumuşatır.

 

Buna inanmıyorum.

Bir film seyretmek
isterdim ama hiç yok.

Hepsi vurdulu kırdılı şeyler.

Zaten işte bunları görüyorum.

 

Primo, arkadaşımız aradı.

Adamı Paretti'nin
lokantasında görmüşler.

İyi.

Çok çok iyi.

Yakışıklı Jack.

 

Bunu, son yemeği yapalım.

 

-Nasıl istersen.
-Sorun değil.

 

Sırf zevk için...

 

...kalbini çıkar ve bana getir.

Bir tepsiyle getireceğim
Patron. Bir tepsiyle.

 

Yulaf ezmesi,
hemen tuvalete çıkartıyor.

 

Seninle konuşmalıyım. Özel olarak.

 

Neden babandan söz etmedin?

-Ne olmuş?
-Kalp krizinden öldü demiştin.

Evet. Sorun ne?

Sorun ne mi? Baban öldürüldü.

 

Öldürüldü ya da kriz.
Ne fark eder, öldü.

Çok fark eder. Neden söylemedin?

Çünkü özel. Sana her ufak
ayrıntıyı mı anlatacağım?

Bu ufak değil.

Hayatımın sonuna dek geçmişe mi
yanayım? Geçmiş bitti. Unut artık.

Bence konuşmak istiyorsun.

-Hayır. Konuşmak istemiyorum.
-İstiyorsun.

Hayır. Konuşmak istemiyorum.

-Neden bu lokantayı seçtin?
-Çünkü burayı seviyorum.

Gidebileceğimiz onca yer
varken, neden burası?

İstridye sosu. En iyisi.

Nedeni o değil. Baban hakkında
öğrenmemi istediğin için buradayız.

-Benden yardım istiyorsun.
-Evet. Sana uzanıyorum.

 

Kayıt cihazı nerede?

 

Arabaya bin.

 

Geç oldu. Bir taksi tutarım.
Central Park'a taksiyle gider,...

1 1 .10'a yetişebilirim.

Yine de sağol.

Arabaya bin dedim.

 

Dediğini yap.

 

Biliyor musun buna, ''yansıtma
nevrozu'' deriz. Bu durumda hasta--

 

Arabaya bin.

 

Bu adamın burada ne işi var?
Yarım saattir tuvalette.

 

Lanet olsun!

Şuraya geçin.

 

Adi herif.

 

Onu kaybettik.

 

Haydi, dışarı çık.

Dışarı çık ve şuraya geç.

 

Tamam. Bizi yalnız bırak.

 

Üzgünüm Doktor.

Kişisel değildi.

Kendini kandırma.
Bundan daha kişisel olamaz.

 

Şuraya geç.

Şuraya geç.

 

-Neden yapmam gerektiğini biliyorsun.
-Evet. Ya sen?

Dalga geçmeyi bırak. Beni
ispiyonladın. İhanet ettin.

Sana ihanet ettim demek.
Çok ilginç. Silah kimde?

Martaval okuma.
Zekamla dalga mı geçiyorsun?

Federallerle işbirliği yaptın.

Bir kaset dinlettiler. Beni
öldüreceğini söylediğini duydum.

-Dinledim.
-Asla. Annem üzerine yemin ederim.

-Asla.
-Dinledim.

Şu anda önemi yok ama sana
ihanet etmedim.

Üzerimde dinleme cihazı vardı ama
sana yardım edebilmek için çıkardım.

Ne düşündüğünü
öğrenmek istemiyorum.

İstiyorsun.

Sana yardım etmeme izin ver.

Bitti.

 

Son bir soru.

 

Ne?

-Ne ısmarlamıştın?
-Ne?

-Ne ısmarlamıştın?
-Ne zaman?

Babanın öldürüldüğü gece ne yiyordun?

Ne bileyim?

 

Hatırlamıyor musun?

35 yıl önceydi.

Baban ne yiyordu?

Sana hatırlamıyorum dedim.
Neden söz ediyorsun?

Hatırla.

 

Basit bir soru. Baban ne yiyordu?

 

Makarna.

 

Güzel.

Ya sen?

 

Ravioli.

 

Yemek masada mıydı?

 

Hayır. Getiriyorlardı.

 

Adamların geldiğini gördün mü?

 

Birini.

 

Garson yardımcısı gibi giyinmişti.

 

Baban da gördü mü?

 

Hayır.

 

Adamda bir terslik sezmiştim.

Neden Paul?

 

Pantolonları. Garson yardımcısı
için fazla iyiydi.

 

Masaya doğru yürüdü.

Gelişini seyrettim.

Birşey söyledin mi?

 

Hayır.

 

Babam kızgındı. Bana kızgındı.
Birşey diyemedim.

Ona kızmıştın.

 

Sonra ne oldu?

İkinci adamı hiç görmedim.
Annem bağırmaya başladı.

 

Kendini suçluyorsun.

 

Onu kurtarabilirdim.

Ama ona kızgındın.

Birşey söyleyebilirdim.

Onu kurtaramazdın, Paul.

Onu öldürdüm.

 

Onu sen öldürmedin.

Ona kızgındın ama sen öldürmedin.
Onun seçimiydi.

Ölmesine izin verdim.

 

Ölmesine izin verdim!

 

Ölmesine izin verdim ve ona
bir veda bile edemedim.

 

Neden şimdi etmiyorsun?

Söyle ona. Burada olsaydı
ona ne söylerdin?

-Yapamam.
-Yaparsın.

 

Yapamam.

 

Paul söyle ona.

 

Ona söylemek istediğim...

Baba, çok üzgünüm.

 

Çok üzgünüm.

 

Çok üzgünüm baba.

 

Ölmesine izin verdiğim
için üzgünüm.

 

Tanrım.

 

Dağılmaya başladı.

Neden onu vurmadı?

Burada böyle durmak
çok utanç verici.

 

Kes sesini.

 

Onu kurtaramazdın.

Kurtarabilirdim.

O, seni kurtarmaya çalışıyordu.

Senin mücadele ettiğin bu.

Senin için istediği hayat bu değildi.
Sen de bunu Anthony için istemiyorsun.

İstemiyorum.

Senin gibi büyümesini
istemiyorsun. Babasız.

 

Baban ölmedi Paul.

Senin içinde yaşıyor.
Sana birşey anlatmaya çalışıyor.

Sana demek istediği şey--

Lanet olsun.

 

Ateş ediyorlar! Ateş ediyorlar!

 

-Toparlan!
-Kendimi çok kötü hissediyorum.

Daha da kötü olacaksın.

 

Bu yas duygusunu
öfkeye dönüştürme zamanı geldi.

 

Haydi Paul. Karşılık verme zamanı.

Başlayalım. Haydi. Beng, beng!

 

Beng, beng haydi. Acele et. Acele et.

Haydi. Beng, beng.

 

Haydi. Haydi. Paul, buraya.

Silahı eline al ve ateş et.

Tanrı aşkına ateş et!

 

Şu, kahrolası tabancayı ver bana.

 

Aşağıda kal.

 

Paul, iyi misin?

 

Jelly, bunu ben mi yaptım?

 

Hayır Doktor.

Onu ben vurdum.

Sen 72 Chevrolet'yi...

...ve büyük buzdolabını vurdun.

 

-İyi misin Paul?
-Evet. İyiyim.

Jimmy'e bakacağım.

 

Çok tuhaf, değil mi?

 

Silahı geri verebilirsin.

 

Sorun değil, seni vurmayacaktım.

 

Belki vuracaktım.

Bu konuda kararsızdım.

Gelişme var mı?

 

Seni artık göremem.

 

Biliyorum.

 

Bu gece büyük birşey keşfettin.

 

Onu yatakta mutlu etmeye
çalışıyorum ama...

...ne yaparsam yapayım,
doymak bilmiyor.

 

Şimdi de sevişirken, konuşmamı istiyor.

 

Ne tür şeyler söylemeni istiyor.

 

Ona ''büyük mallı''...

...dememi istiyor.

 

Benim ''vahşi aygırım''mış.

 

Ona sert bir şekilde binip, O'nu...

...samanların arasına atmalıymışım.

 

İyi misiniz Dr. Sobel?

 

Evet sadece...

 

Yapmanızı istediğim şu.

 

Ben, dediklerini yapardım.

 

Konuşmanı istiyorsa, konuş.

Emekleyip, köpek gibi havlardım.

Gerekli olan herşeyi yapardım.

Joint tüttürür, şarap içer; mutlu olmak
için herşeyi yapardım. Halinize bakın.

Hayatınız nereye gidiyor?

Şimdi mutlu olmanın sırasıdır.

Çünkü hayat çok kısa.

Ne yazık ki çok kısa.

 

Perşembe görüşürüz.

 

İyi misin?

 

Birşeye ihtiyacın var mı?

Harikayım.

Daha iyi olmamıştım.

 

Toplantıya kadar bekleyin. Onlara
neyin çarptığını anlamayacaklar.

 

Tamam. Dışarıda beklerim.

 

Ona baktığım zaman...

...ne kadar farklı
olduğunu düşünüyorum.

 

O zamanlar bir aileye bakmak
şimdiden daha mı kolaydı...

...yoksa öyle
görünmesini mi sağlıyordu?

 

Artık kararlar daha zor.

Çok bilgi...

...ve çok yatırım seçeneği var.

 

Garip, hayatımın ilk yarısı boyunca...

...onun gibi olmamak için çalıştım.

Şimdi, keşke olabilsem diyordum.

 

Biraz karmakarışık görünüyor.

Merrill Lynch mali danışmanından...

...bir plan için yardım isteyin.

 

Harika görünüyorsun.

 

Sevgiyi bulmak için dünyaya geldik.
Bir ruh arkadaşı.

Zevk yaratabileceğimiz bir insan.

Ben ve Laura'nın...

...birleşmelerinden dolayı sevinçliyiz.

Bugünden sonra...

...onların sevgilerini kutlayacağız.

 

Bu kadını yasal eşin olarak
kabul ediyor musun?...

Zenginlikte, fakirlikte, hastalıkta
sağlıkta ölüm sizi ayırana dek?

-Hayır.
-Ne?

Efendim?

 

Sizinle konuşmuyordum.
Onunla konuşuyordum.

O kim?

Önemli değil. Evet.

 

Evet. Ne?

İlk kısma evet. O'na.

Yani evet. Devam et.

 

Doktor, acil bir durum var.

-Buna inanmıyorum.
-Jelly, bu, düğünüm.

-Ortalığı karıştırayım mı?
-Daha çok mu?

 

Tik tak. Gidelim.

Çabuk ol. İlan et.

NY eyaletinin bana verdiği yetkiye
dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum.

 

Yüzük ve öpücük.

 

İşte. Güzel. Tamam. Haydi git.

Üzgünüm Bayan Sobel. Görev.

Bana Bayan Sobel diyen ilk kişisin.

 

Güzel, değil mi?

 

Doktor. Bu durum ciddi.

Toplantıya gidemezse,
O'nu kesin öldürürler.

Aileden başka biri, onun
yerine gidemez mi?

''Dil'' Tommy'e ya da ''Dudak''
Louie'ye ne dersiniz?

Ya sen? Sen neden gitmiyorsun?

İyi fikir ama
küçük bir ayrıntı dışında.

Ben salağın tekiyim.
Bunu herkes biliyor.

 

Sen gitmelisin.

 

Jelly, toplantıya falan gitmeyeceğim.

Artık maaş almıyorum. Anladınız mı?

Şimdi karıma geri döneceğim.

 

Bunu daha önce de yaşadık.

Beni vuramazsın.

Düzeltiyorum:

 

Seni Bay Vitti vuramadı.

 

Toplantıya gideceksin.

 

6. istihbarat.
Binadan çıktılar. Doğuya ilerliyorlar.

Anlaşıldı.

 

-Bunu giy.
-Ne bu?

-Krom mu? Yansımamı görüyorum.
-Krom? Size birşey diyeyim.

Bu 1 .200 $'lık Valentino takımı.

Üzerine birşey dökecek olursan...

...dayak yiyeceksin.

Kes sesini. Onu sinirlendiriyorsun.

Sinirlenir ve işi mahvederse,
Onu öldüreceklerdir.

Ne? Bu delilik.

Herşey yolunda. Bay Vitti
gözaltına alındı.

Bu yüzden herkesten özür dileyeceksin.

 

Sonra yeni danışman
olduğunu söyleyeceksin.

-Bay Vitti adına konuşacağını.
-Sonra?

Sonra ağzını kapatıp, kimsenin sana
birşey sormaması için dua et.

Harika bir plan yapmışsınız.

Kes sesini!
Konuşman gerekiyorsa...

 

...genel konuş. Yapabilir misin?

Ben psikiyatristim.
İnanın bana, yapabilirim.

 

Tünele giriyorlar.

 

Diğer tarafta yakalarız.

 

İşte geliyorlar.

 

Hangisi?

Siyah araba.

 

Birşey yemek
istemediğinden emin misin?

 

Buzlu çay alır mısın?

 

Doktor Terragrossa'yı arayacağım.

Babam iyi olacak mı?

 

Bence olacak tatlım.

 

Oyun oynuyor olman gerekmez miydi?

 

Hayır. Sorun değil.

 

Burada ne kadar oturacaksın?

 

Ne kadar yatacaksın.

 

İstirahatım bitti.

 

Bundan paçamı sıyırmama imkan yok.

 

Jelly, bunu yapamam.

Ağlama sakın.

Ağlamak, seni ele verir.

Aralarına karış.

 

Vitti nerede?

 

Burada değil.

Burada değil.

Nasılsın?

Nasılsınız? Herşey yolunda mı?

 

Birşeye ihtiyacınız olursa söyleyin.

 

Şu haline bak.

 

Yeterince karıştın.

 

Jelly'nin yanındaki kim?

Onu hiç görmedim.

 

Neler oluyor? Paul nerede?

 

Burada olacak. Merak etmeyin.

Burada ne işi var?

 

O sadece...

 

Unutun bunu şimdi.

 

Unutmak mı?

Bu da ne? ''Unutun bunu.''

 

Bunu yapamam. Hayır, bunu yapamam.

 

Pekala beyler. Toplantıya
başlamak üzere buradayız.

Burada konuşacak çok şeyimiz var.

Şimdilik önemli konular
üzerinde duralım.

Birşey daha.

Söyleyecek birşeyiniz varsa...

...kim olduğunuzu belirtin; çünkü
çoğunuz tanışmıyorsunuz.

Burada kimsenin isim etiketiyle
taşımak istediğini sanmıyorum.

 

Ben Primo Sindone.

Bana Uzun Sonny derler.

Kiminiz beni Mikey Gaga olarak tanır.

Bazınız da Joey Boombots olarak.

Her neyse, bu kadar eski yüzü,
bir arada görmek çok güzel.

Ülkenin 4 bir yanından
gelenlere hoşgeldiniz demek isterim.

 

Joe Baldassare aramızda.
Frankie Zello.

 

Diğer New York ailesinin reisinin
burada olmamasına üzüldüm.

 

Tek gördüğüm; adamı Jelly ve
kimsenin tanımadığı itin teki.

 

Konu şu ki...

...Bay Vitti, gecikti.

 

Ayrıca geciktiği için çok üzgün.

Gecikti mi?

 

Nasıl saçmalık bu?

 

Bundan daha önemli ne olabilir?

Toplantının ev sahibi olarak
bunu kendime ve bunca...

...yoldan gelen insanlara
saygısızlık olarak algılıyorum.

 

Yani, hayır, diyecektim--

Gerçek şu ki kendisini
pek iyi hissetmiyor.

Ayrıca pek iyi değil.

 

Senin neyin var?

Aile dışında Vitti'nin sağlığından
söz etmeyiz. Bunu biliyorsun.

 

Otur.

 

Otur!

 

Tekrar ister misin?

 

Ben kim miyim?

Ben kimim? Kimim ben?

''Ben kimim?''
dünyanın en eski sorusu.

Herkes,
kim olduğunu bulmanın peşinde.

İçimizde kim var, kim gidip gelen,
''Hey, acıktım'' demek isteyen.

 

Kim olduğum...

...çok derinlerde saklı.

Ruhunuzun derinliklerine inip o şeyi,
tıpkı filmdeki gibi çıkarmalısınız.

O şey, lanet uzay
gemisindekileri yedi.

Huzur içinde yatsın.

Adım Ben Sobel.

 

Leone.

Ben Sobeleone.

 

Bazıları beni...

''Azgın Benny'' olarak tanır.
''Schnoz Sammy'',...

...''Fudd Elmer'',
''Tuba Tubby'' olarak da tanınırım.

Bir kere de
''Bayan Phyllis'' olmuştum.

Ama o bir partideydi.
Yıllar önce.

Titibet içip, üstüne bir de
Quaqualude almıştım.

Sonra kendimi kadın çorapları
içinde buluverdim.

Bu tür şeyler olur. Ancak bugün...

...burada olmamla bir ilgisi yok.

Özür diliyorum.

Bazı insanlar beni ''Lanet Doktor''...

...olarak da tanıyor.

 

Sorduğunuz sorunun ikinci
kısmına gelince...

...''Neden buradayım?''

 

Dadışmanı olarak
Bay Paul Vitti'yi temsil ediyorum.

 

Danışmanı.

 

Sakın bir daha lafıma karışma.

 

Kalbimi kırdın Jelly.

 

İkinci kesinti için üzgünüm.

 

Bay Vitti'nin...

...danışmanı olarak...

 

...Vitti ailesinin tüm işleriyle
yakınen ilgiliyim.

Bay Vitti adına
konuşmaya da hazırım.

 

Tamam doktor.

Yerinde olsam keserdim.

 

Paul Vitti ile aramda bir olay var...

...uzun zamandır böyle.

 

Neden söz ediyorsun?
Birinci olay mı? İkinci mi?

 

İkinci mi? Tek olay biliyorum.

 

İkinci olayı bilmiyorsan, ilk
olayı nasıl ortaya atarsın?

Adamla konuştun mu?

Hangi adamla?

 

Olaydaki adamla.

Ne olayı? Neden söz ediyoruz?

Ben ne bileyim?
Konuyu sen attın ortaya.

Tüm sorun bu işte. Görüyor musunuz?

Neler olduğunu gördünüz mü?

Bu adamla konuşmak imkansız.

 

Ensene iki kurşun sıkmama
ne dersin? Ne dersin buna?

Bilmiyorum. Zor bir soru.
Sen ne düşünüyorsun?

Ne mi düşünüyorum? Bence iyi fikir.
Olmasaydı neden söyleyeyim?

Bilmem. Neden söyleyesin?

 

Söylemezdim. Demek istediğim bu!

 

Şu olanlara bak. Şu haline bak.

 

Duyulmak için öfkelenmen
gerektiğini mi düşünüyorsun?

Böyle mi çalışıyorsun?

Neden söz ediyor bu?

Bilmiyorum ama
öfkelenmeye çok yatkınsın.

Katılıyorum Primo.

Vitti'den söz et.
Neden benden konuşuyoruz?

 

Bu da çok ilginç.

 

Kendini tartışılacak kadar
ilginç bulmuyor musun?

-Bu da ne demek?
-Sence ne demek?

Canın cehenneme.

 

Primo! Sakinleş!

Bu it, sürekli sorarken sakin olamam.

Meyveyi uzatır mısın?

Yetti! Sen ölüsün.

 

İndir silahını.

 

İndir silahını.

 

-Arabada bekleyin. Motor çalışsın.
-Ne durumdasın?

Otur. Gerisini ben hallederim.

Otur.

 

Ben Paul Vitti'yim.

 

Geciktiğim için üzgünüm. Dostlarım,
saygısızlık etmediğimi bilir...

 

Sizin için uygunsa...

...birşey söyleyip,
sizi işlerinizle baş başa bırakacağım.

2 buçuk hafta önce biri, dostum
Dominic Mannetta'yı öldürdü.

 

Kes şu saçmalığı.

Herşeye konabilmek için
Dominic'i vurduğunu herkes biliyor.

 

Her neyse.

Buraya esas gelme nedenim, hayatımda
çok önemli bir karar aldığımı söylemek.

Kararım şu...

 

...ayrılmak istiyorum.

 

Bunu artık yapmak istemiyorum.

 

Şimdi bir süreliğine uzaklaşacağım.

Ama örgüte kabul edildiğim gün,
ettiğim yemini tutacağım...

...ve hakkınızda bildiklerimi
mezara götüreceğim.

Söz veriyorum.

 

Aileme gelince.

 

Carlo Mangano yeni
patron olmak istiyor.

Sağol Paul.

Bu yüzden Dominic ve beni
düşmanlarımıza sattı...

...kendi adamını beni öldürmesi
için Miami'ye yolladı.

Paul, yemin ederim yanılıyor--

Kes sesini.

 

Hakkım olduğu halde öç almayacağım.

Neden biliyor musun? Bir sorunun var.

Saldırganlık sorunu. Belki de
çocukken sana yeterince sarılmadılar.

Ama içine bakmalısın...

...ruhunun derinliklerine ve
kim olduğunu bulmalısın.

 

Çünkü ben...

...ilerleme kaydettim.

Ruhsal olarak iyi haldeyim ve
kendimi iyi hissediyorum.

 

Bilmiyorum Paul.

 

Bazıları ayrılmanı
hoş karşılamayabilir.

Bunun farkındayım.

Bu yüzden bir güven
göstergesi olarak...

...bazı şeyleri kağıda döktüm ve...

...bunları bir kasaya gizledim.
Tanrı korusun,...

...bana, dostlarıma ya da
aileme birşey olursa diye.

 

Başkalarının
düşündüğünü bilemem ama...

 

...ben ''Bol şans,
Tanrı seni kutsasın.'' diyorum.

 

Teşekkürler. Haydi gidelim.

 

Ben dostuyum.

 

Çok ilginç.
Kendinle gurur duyuyor musun?

Terapi gören bazı insanlar hayatları
boyunca seninki gibi aşama geçirmiyor.

 

Bunu yapmak istemiyorum.

Bu ne sanıyorsun? Bir memuriyet mi?
Kalkıp gidebileceğini mi sandın?

Ne yapıyorsun? Delirdin mi sen?

Artık değil.

 

Carlo, birşey sorayım.

Bildiğim kadar adiysen,
beni sırtımdan mı bıçaklayacaksın?

 

Hayır. Seni sırtından
bıçaklamayacağım.

 

Bunu yaparken, yüzünü görmek isterim.

 

Hiç sanmam.

 

Bitti Primo.

 

Defolun buradan.

 

Makinalı iyi fikir ama
belki fazla düşmanca.

 

Eller yukarı.

Silahları bırakın.

-Haydi.
-Haydi.

 

Yakaladım. Haydi.

 

Arabadan çık. Eller yukarı.

Bir hareketini görürsem
yemin ederim, kalbini sökerim.

Sakin ol, Robocop.

 

İnanamıyorum.
Benim için kurşun yedin.

Hangi doktor hastası için bunu
yapar? Bunu asla unutmayacağım.

Sen!...

 

Ayağım takıldı.

Ayağın takıldı.
Bilinçaltına ayağın takıldı.

 

Bay Vitti, sessiz kalma hakkınız var.
Konuşursanız,...

 

Merhaba. Bugün nikah günüm.

 

Primo'yu buldular. La Guardia
yakınındaki bir tarlada ölü olarak.

Duydum. Bana bakma. Bir ilgim yok.

Mafya üyeleri, Onu öldürmek için
burayla Canarsie arasında toplandı.

Sadece kontrol ettim.

 

Özel seanslara
burada devam edebilir miyiz?

İster misin?

 

Cumartesileri gelebilirim.
Ya da telefonda yaparız.

Telefonla oluyor mu?

Evet, hastalar şehir dışında ya da
federal cezaevindeyse böyle yapıyorum.

 

Sağol Doktor.

 

Beni tedavi ettiğin için sana hiç...

 

...teşekkür edemedim.

 

''Tedavi'' demeyiz. ''Duygusal
deneyimleri düzeltmek'' deriz.

Affedersin.

 

Sen harika adamsın.

Evet. Öylesin.

 

Hayır, esas sen.

 

Sen.

 

Mutlu musun?

 

Alışamıyorum.

Neye?

En son kaçırılmanın üzerinden çok
geçti. Alışabilir miyim, bilmiyorum.

 

Dinle.

 

Bir dansa daha ne dersin?

 

Sonra yukarı çıkarız.

 

Tony, bir şarkı daha söyler misin?

 

Ne isterseniz.

 

Dostum istediğiniz
kadar kalmamı söyledi.

 

''Tel Üstünde Dünya'' nasıl?
Harold Arlen şarkısı.

 

Bu bir düğün hediyesi.

 

Turkish Subtitles Adapted by
Adaptasyon : GELULA & CO., lNC.